Céline Roux ve parfümörler Anne Flipo, Fabrice Pellegrin ve Marie Salamagne, yeni Blossoms Koleksiyonunu anlatıyor.

Blossoms koleksiyonumuz her yıl, doğayı ve baharın gelişini çiçek açan kokularla kutluyor. Céline, "Bu yıl sadece bahar çiçeklerinin değil, çiçek açan ağaçları, doğal ortamlarında kucaklayarak yeni sezonun gelişini daha büyük bir alanla kutlamak istedik" diye açıklıyor. “ Bu yıla özel olan üç koku, özellikle Çin'de bulunan ağaçlardan ilham alıyor. Uzun yıllardır Çin'e ilham gezileri düzenliyoruz ve her zaman çiçeklerinden ilham alıyoruz. Bu yılki koleksiyonumuzla, geçmişin sevilen Blossom kokularını, Osmanthus Blossom, Nashi Blossom ve Star Magnolia ile buluşturuyoruz. Her biri, kokunun farklı yönlerin sunarken, baharın neşesini ve doğada olmanın o kusursuz hissini de kucaklıyor.” Céline, Osmanthus çiçeğiyle ilk tanıştığında, bu kadar küçük bir çiçeğin bu kadar güçlü bir koku verebilmesine çok şaşırmıştı. “Şeftali ve yumuşak süet notalarını birleştiren o eşsiz kokusu beni cezbetti. Doğal bir öz elde edebileceğiniz birkaç çiçekten biri olması, onunla çalışmak için bize daha da fazla motivasyon verdi.” diyor Celine bu eşsiz çiçek için. Osmanthus Blossom'u yaratmak için tercih edilen parfümör Marie Salamagne’di: "Çiçeğin taç yapraklarından geçen ferahlık hissini ve gerçek parlaklığını yakalamak istedim. Osmanthus; daha yoğun kokulu olabilen diğer beyaz çiçeklerden oldukça farklı, meyveli ve kadifemsi bir notaya sahiptir. Muhtemelen üzerinde çalışılabilecek en meyveli çiçektir. Bu yüzden bizim için asıl zorluk, bu notayı Jo Malone London tarzında hafif ve neşeli yapmaktı. Ayrıca kokunun bu parlak kısmını, yumuşak kaşmir ağacıyla dengeleyerek; inanılmaz derecede neşeli ve canlandırıcı, aynı zamanda narin ve çekici bir koku yarattık.”

Naşi’nin beyaz ve siyah benekli çiçeklerinin çarpıcı estetiği, bizi bu çiçeğe çeken ilk şeydi. Tek renkli görünümü, gerçek bir Jo Malone London tarzı sunarak çok uyumlu hissettirdi. Céline, "Bu narin çiçekleri,Naşi armutunun sulu ve meyvemsi çekiciliğiyle dengelemek; bize keşfedilecek büyüleyici bir tezatlık sağladı" diyor. Fabrice Pellegrin tarafından yaratılan bir koku olan Nashi Blossom, tamamen denge ile ilgilidir. Fabrice, "Kokunun geliştirme aşamasında, üst notalarındaki meyve ve çiçeklerden, kalp notalarına ve baz notasındaki yumuşak odunsulara kadar tüm ağacı gerçekten düşünmemiz gerekti. Ağacın her parçasını takdir ediyor gobiid ve sonucunda; meyvemsi ve çiçeksi bir kokuya, canlandırıcı ve modern bir yaklaşım sunan bir koku oluşturduk. Naşi ,taze meyvemsi tonlara, ağaç ve miskle topraklanmış canlı yeşil bir yüzeye sahip olan harika bir taçyaprak çiçeğidir. Naşi meyvesinin benzersizliği çiçeklerle birleştirerek eğlenceli ama zarif bir koku yaratır.” Koleksiyonun son kokusu olan Star Magnolia ise diğerlerinden farklı bir kökene sahiptir. Céline, 2014'te Şanghay'a yaptığı bir geziyi hatırlıyor: "Çiçek açmış bu harika ağaçlarla dolu bir şehir parkına rastladım. Tüm bu beyaz çiçeklerin yanı sıra ilahi kokunun görüntüsü beni uçurdu, bu yüzden orada, sonraki bir koleksiyon için bir koku yaratmaya karar verdim. Ancak yıldız manolya çiçeği, parfümörlerin paletinde saf olarak bulunmadığından ve herkesin bildiği gibi tutturması da zor olduğundan, bu bir meydan okumaydı. Şanghay'daki o parkın otantik kokusunu yeniden yaratmak için, ertesi yıl çiçekler yeniden açtığında, parfümör Anne Flipo'nun rehberliğinde bir teknik ekip gönderdik. Amaç, daldaki en mükemmel yıldız manolyasını bulmak ve o zamanlar Jo Malone London için bir ilk olan Headspace teknolojisini kullanarak o kokuyu yakalamaktı.