Sepetim
Sepetinizde ürün bulunmamaktadır.
Büyüleyen İngiliz Armutu
İkonik English Pear & Freesia ve Yeni English Pear & Sweet Pea'nin arkasındaki büyüleyen hikaye
Büyüleyen İngiliz Armutu
Céline Roux, Jo Malone London'ın koku perisi. Ne zaman yeni ve beklenmedik bir koku yaratma sürecine girse, bu genellikle sihirli bir yolculukla başlar. Bu büyüleyici ve etkileyici maceralar, sürprizli bir rotayı takip eder ve son varış noktası, insanın aşık olmamak için direnemediği hayal gibi bir koku olur. İşte bu duruma mükemmel bir örnek: Zamansız bir içeriğe, taze bir yaklaşım olan English Pear & Sweet Pea. Céline, bu koku için hiçbir sihirli yolculuğum yok dese de kimse bu sözlere inanmıyor. Çünkü yeni English Pear & Sweet Pea'nin ardındaki hikaye, oldukça büyüleyici. 'İngiliz armudu için biraz farklılık getirebilecek hangi yabani çiçeği kullanabiliriz?' diye sorduk kendimize. Ve işte tam olarak o birleşim; ikonik English Pear & Freesia'ya daha çiçeksi ve pastel renklerle dolu bir alternatif oldu. Bu kokunun bir renk paleti olsaydı, bu mercanlar, hafif lila ve pembe tonları olurdu. Céline, English Pear & Sweet Pea'yi tek kelimeyle muhteşem olarak tarif ediyor.
Céline, English Pear & Sweet Pea'nin yaratılışında somut bir yolculuk yapmasa da, bazı anılarında keyifli bir yolculuğa çıkmıştır. "Çocukluğumdan beri tüm yazlarımı geçirdiğim aile evimizin arka tarafında bir armut bahçesi bulunuyor. Odam, bahçeye bakan tek pencereye sahip. Aslında ne kadar şanslı olduğumu fark etmemişim, ağaca gidip bir meyve koparıp yemenin ne kadar özel olduğunu...
"Sulu, olgun, yemeye hazır armutlarla dolu ağaçları görmek, onu ilk English Pear & Freesia'ya ve daha sonra English Pear & Sweet Pea'ye ilham veren yere doğru götürüyor. "Gerçekten de bahçe yıldızdır," diyor, sesi merak ve hayranlıkla dolu. "Ve John Keats'in şiiri..."
English Pear & Freesia ailesinin merkezinde, çan şeklinde ve olgunlaştığında altın kabuğundan yayılan pembe tonlarıyla ünlü, muhteşem ve lüks bir meyve olan Williams armudu bulunur. “Armut ağaçlarının evrimini izlemek gerçekten büyüleyici bir şey.” diye açıklıyor Céline. “İlk bahar çiçeklerini görürsünüz, sonra çiçekler kaybolur ve sadece yapraklar kalır. Sonbaharın sonunda ise meyve gelir.” Armuta olan bu sevgi, aynı tutkuyu paylaşan bir grup uzmanla konuştuğunda daha da pekişti. “Armut hakkında nasıl konuştuklarına, onu zarif, leziz, sofistike olarak tanımlamalarına, onun kadın bedenini hatırlatan bir eğriye sahip olduğuna, mevsimlerin değişikliğiyle gelen rengarenk tonlara, tadına, ağırlığına, hafif taneli dokusuna ne şekilde değindiklerini görmeliydiniz... O günden beri hiçbir armutu aynı şekilde yemedim.” diye itiraf ediyor.
Bu nedenle, bu duygunun yakalanması ve şişede muhafaza edilmesi, Céline için bir tür bir arayış haline geldi. “Orijinal koku üzerinde çalışmaya başladığımızda 10 yıl önce, kokuya doğal bir armut eklemek neredeyse imkansızdı. Bu yüzden nasıl yeniden formüle edebileceğimizi düşünüyorduk.”
